Düşünceni daha açık bir biçimde açıkla!
- Explain your idea more clearly.
Profesör, çalışmasının konusunu kısa ve açık bir biçimde anlattı.
- The professor briefly and clearly described the topic of his study.
Bu içecek açıkça çay ile aynı tadı içeriyor.
- This drink clearly has the same flavor as tea.
Şirkette açıkça konuşmalısın.
- You must speak clearly in company.
Hâlâ apaçık hatırlıyorum. Yedi ya da sekiz yıl önceydi. Tam olarak nerede? Sen de orada mıydın?
- I still clearly remember. It was seven or eight years ago. Where exactly? Were you also there?
Şüphesiz, o, biyoteknoloji hakkında çok şey biliyor.
- Clearly, she knows a lot about biotechnology.
Şüphesiz Tom'da potansiyel var.
- Tom clearly has potential.
Tom anlaşılır biçimde bir şizofren paranoyak.
- Tom is clearly a paranoid schizophrenic.
O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.
- He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.
Die Königin fragte mich: „Bist du bereit, König zu werden?“ Ich wurde rot.
- Dronningen spurgte mig: Er du klar til blive konge? Jeg rødmede.
Sie ist nicht bereit Verantwortung zu übernehmen.
- Hun er ikke klar til at tage ansvar.