Turkish - English
Definition of klâvye in Turkish English dictionary
- keyboard
I don't have a Turkish keyboard.
-Benim Türkçe klavyem yok.
I nearly spilled my coffee on the keyboard.
-Neredeyse kahvemi klavyeye döküyordum.
- console
- fingerboard
- bank of keys
- clavier
- keypad
Type your password on the keypad.
-Klavyede şifreni yaz.
- manual
- mini klavye
- (Bilgisayar) keypad
- apple genişletilmiş klavye
- (Bilgisayar) apple extended keyboard
- evrensel klavye
- (Bilgisayar,Teknik) universal keyboard
- html klavye
- (Bilgisayar) html keyboard
- standart klavye
- (Bilgisayar) conventional keyboard
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of klâvye in Turkish Turkish dictionary
- Parmaklarla hareket ettirilen piyano ve org gibi çalgılarda veya yazı ve hesap makinelerinde değişmez bir eksen çevresinde inip kalkabilen, istenilen işe göre düzenlenmiş bazı mekanizmaları çalıştıran kaldıraç kollarının, tuş sıralarının bütünü