kitleme

listen to the pronunciation of kitleme
Turkish - English
my audience
kitle
mass

He is a mass of faults. - O bir hatalar kitlesi.

The mass of the audience supported him. - Seyirci kitlesi onu destekledi.

kitle
mass; crowd of people
kitle
populace
kitle
(Tıp) unprocessed bulk
kitle
(Tıp) bulk
kitle
crowds

The fun thing about crowdsourcing is letting other people do the work for us. - Kitlekaynak kullanımı hakkında en eğlenceli şey başka insanların bizim işimizi yapmasına izin vermektir.

kitle
(Askeri,Ticaret) audience

Tom really does detest giving speeches in front of large audiences. - Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.

The Mayor addressed a large audience. - Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.

kitlemek
lock
kitle
body
kitle
a mass of

A cloud is a mass of vapor. - Bulut bir buhar kitlesidir.

He is a mass of faults. - O bir hatalar kitlesi.

kitle
push
kitle
phys. mass
kitle
massif
kitle
mass, large block or chunk
kitlemek
colloq., see kilitlemek
kitlemek
to lock
Turkish - Turkish

Definition of kitleme in Turkish Turkish dictionary

KİTLE
(Osmanlı Dönemi) Kütle. Yığın. Küme
KİTLE
(Osmanlı Dönemi) Mâden, taş gibi şeylerden toplu şey
kitle
İnsan topluluğu
kitle
Kütle
kitle
İnsan topluluğu: "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum."- H. E. Adıvar
kitlemek
bakınız kilitlemek