Definition of kitaplar in Turkish English dictionary
- books
Whose books are these?
- Bunlar kimin kitapları?
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
- on the books
We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.
- Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
There are only books on the bookshelf.
- Kitaplıkta sadece kitaplar var.
- libris
- endpapers
- kitap
- book
This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
My father told me not to read a book in my bed.
- Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
- kitap
- (Hukuk) paper
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
Books are made out of paper.
- Kitaplar kağıttan yapılırlar.
- kitap
- work
This book counts among the best of his work.
- Bu kitap, onun çalışmalarının en iyileri arasında sayılır.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
- elektronik kitaplar
- (Bilgisayar) electronic books
- en iyi kitaplar
- best books
- kitap
- volume
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
- kutsal kitaplar
- sacred books
- resimli kitaplar
- picture books
- kitap
- writing
He's writing a book now.
- O şimdi bir kitap yazıyor.
I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
- akademik kitaplar
- academic books
- kitap
- the book
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
- kitap
- biblio
- kitap
- book up
- kutsal kitaplar
- canon
- yasak kitaplar listesi
- index
- yasak kitaplar listesine yazmak
- index
