According to legend, the French composer Alkan was killed by a collapsing bookcase when he tried to reach for the Talmud, a holy Jewish book, in the study in his house.
- Efsaneye göre, Fransız besteci Alkan, evindeki çalışmasında, kutsal Yahudi kitabı Talmud'a ulaşmaya çalışırken çöken bir kitaplık tarafından öldürüldü.
Tom built a bookcase.
- Tom bir kitaplık kurdu.
There are only books on the bookshelf.
- Kitaplıkta sadece kitaplar var.
He made her a bookshelf.
- O ona bir kitaplık yaptı.
This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
This book is one of the poet's best works.
- Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
She's also writing a book.
- O da bir kitap yazıyor.
He's writing a book now.
- O şimdi bir kitap yazıyor.
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.