kitapçı

listen to the pronunciation of kitapçı
Turkish - English
bookshop

I live close to an old bookshop. - Eski bir kitapçıya yakın yaşıyorum.

What is the difference between a bookshop in a small town and in a big city? - Küçük şehirdekiyle büyük şehirdeki kitapçı arasındaki fark nedir?

bookseller; bookshop, bookstore
bookstore

You can get it at a bookstore. - Bir kitapçıdan alabilirsin.

Tom and his grandmother went to the bookstore. - Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.

bookseller

The bookseller reads a lot of books. - Kitapçı çok kitap okur.

You can't get this at any bookseller's. - Bunu herhangi kitapçıdan alamazsın.

(Konuşma Dili) bookstore
book store

I bought this book at the book store in front of the station. - Ben bu kitabı istasyonun önündeki kitapçıda aldım.

Is there a book store in the hotel? - Otelde bir kitapçı var mıdır?

book seller
bookman
bibliopole
bookmaker
kitap
book

Some read books just to pass time. - Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.

This is a good book, but that one is better. - Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.

kitapçı dükkânı
bookstore
kitap
(Hukuk) paper

Tom has written a very good paper on the production of rubber. - Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.

There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table. - Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.

kitap
work

This book is one of the poet's best works. - Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.

This book counts among the best of his work. - Bu kitap, onun çalışmalarının en iyileri arasında sayılır.

kitap
volume

This book comes in two volumes. - Bu kitap iki cilt halinde geliyor.

kitap
writing

I'm now busy writing a book. - Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.

She's also writing a book. - O da bir kitap yazıyor.

kitap
the book

I paid five dollars for the book. - Kitap için beş dolar ödedim.

Tomorrow, I'll take the books to the library. - Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.

kitap
biblio
kitap
book up
kitapçılar
bookstores
gezici kitapçı
colporteur
Turkish - Turkish
Kitap bastırıp satan kimse
Kitap satan kimse
sahaf
Kitap
mecelle
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü: "Ona son olarak rüya için kitaptaki tabiri aramanın abes olduğunu söylediğimi hatırlıyorum."- A. Ş. Hisar
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser: "Acaba bir edebiyat kitabında hazır bir tarif bulamaz mıyız?"- F. R. Atay
kitap
Kutsal kitap
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü