kirlenmek

listen to the pronunciation of kirlenmek
Turkish - English
become dirty
get dirty

Tom isn't afraid to get dirty. - Tom kirlenmekten korkmuyor.

be polluted
soil
be ravished
ravished
be raped
menstruate
to be ravished
blot
be soiled
to menstruate, have a period
dirty

Tom isn't afraid to get dirty. - Tom kirlenmekten korkmuyor.

to get dirty, be soiled; to become polluted
to get dirty, to dirty, to smudge, to foul, to soil; (kadın/kız) to be raped, to be ravished; to menstruate aybaşı olmak
foul
to have an involuntary emission of semen; to have a nocturnal emission
smudge
to be raped, be violated
stain
(for one's honor) to be defiled, be sullied
draggle
suhly
smut
kir
dirt

The suitcase contained nothing but dirty clothes. - Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.

That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school. - O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek.

kir
stain
kir
{i} grime

Soap can clean grime. - Sabun kiri temizleyebilir.

Tom is covered in dirt and grime. - Tom kir ve pislikle kaplı.

kir
impure
kir
dreck
kir
(Mekanik) impurity
kir
smudge
kir
foul

Cigarette smoke fouls the air in a room. - Sigara dumanı odadaki havayı kirletir.

The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room. - Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı.

kir
muck
kirlenme
fouling
kir
filthiness
kir
foulness
kir
soil

Don't let it get soiled. - Bunun kirlenmesine izin vermeyin.

kir
{i} scouring
kir
dinginess
kirlenme
pollution

There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running. - New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar.

Recycling reduces pollution and waste. - Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.

kir
{f} fracture
kir
moorland
kir
hoar
eteki kirlenmek
(for a woman) to be defiled, be sullied
kir
dirt, filth, grime
kir
smirch
kir
tarnish
kir
filth

I always leave my bicycle filthy. - Ben her zaman bisikletimi kirli bırakırım.

I've been involved in a filthy trade. - Kirli bir takasa karıştım.

kir
smear
kir
mire
kir
breake
kir
sullage
kir
dingy
kir
suhly
kir
smut
kir
offsouring
kirlenme
getting dirty, pollution
kirlenme
becoming dirty
kirlenme
staining
kirlenme
contamination

Those green suits are special suits for reducing the risk of biological contamination. - Bu yeşil takım elbiseler, biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel takım elbiselerdir.

English - English

Definition of kirlenmek in English English dictionary

kir
A cocktail made with a measure of crème de cassis topped up with white wine
kir
A drink consisting of a mixture of white wine and an alcoholic blackcurrant drink
kir
A drink consisting of dry white wine or champagne flavored with cassis
Turkish - Turkish
Kadının ırzına geçilmek, iffeti bozulmak, lekelenmek
Irzına geçilmek, iffeti bozulmak, lekelenmek
Onuru lekelenmek
Ay başı olmak
Kirli duruma gelmek, pislenmek
Kadın aybaşı olmak
mikroplanmak
batmak
(Osmanlı Dönemi) MÜZAFERE
Kir
(Osmanlı Dönemi) KELE'
Kir
pislik
Kir
kir pas
Kir
çirk
Kir
(Osmanlı Dönemi) NEDL
Kir
pasak
Kir
(Osmanlı Dönemi) TABA'
Kir
(Osmanlı Dönemi) LEK'
Kir
(Osmanlı Dönemi) KANEME
Kir
şaibe
KÎR
(Osmanlı Dönemi) Katran, zift
kir
Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik: "Yanaklarında yer yer kirle karışmış göz yaşı var."- H. E. Adıvar
kir
Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik
kir
Utanılacak durum, leke, şaibe
kirlenme
Kirlenmek işi
kirlenme
Kirlenmek işi: "Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir."- Anayasa
English - Turkish

Definition of kirlenmek in English Turkish dictionary

kir
Siyah frenküzümü ile tatlandırılmış aperatif beyaz şarap veya şampanya