kirasız

listen to the pronunciation of kirasız
Turkish - English
rent-free
free of rent
rent free
kira
rent

I would like to rent a car. - Bir araba kiralamak istiyorum.

I rent a room by the month. - Ben bir aylığına bir oda kiraladım.

kira
hire

Tom was killed by a hired assassin. - Tom kiralık bir katil tarafından öldürüldü.

Hire a minivan by the hour. - Saatle mini karavan kirala.

kira
renting, leasing, hiring; rent, hire
kira
hiring

In addition to hiring me, he gave me a piece of advice. - Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.

kira
renting

Tom is planning on renting a house on Park Street. - Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.

Renting an office in the middle of Boston costs a lot. - Boston'un ortasında bir ofis kiralamak çok pahalı.

kira
lease

Didn't you sign a lease? - Bir kira sözleşmesi imzaladın mı?

Tom leased an office. - Tom bir ofis kiraladı.

kira
rental

Carole is driving a rental car. - Carole kiralık bir araba kullanıyor.

Tom is driving a rental car. - Tom kiralık bir araba kullanıyor.

kira
rentals
kira
rent (money)
kira
renting, Brit. letting (a house, apartment, office, etc.); renting, Brit. hiring (a car, boat, horse, machine, etc.); leasing; chartering (a boat, bus, plane, etc.)
English - English

Definition of kirasız in English English dictionary

Kira
A female given name of modern usage, variant of Kyra or directly borrowed from its Russian equivalent Кира (Kira) ; ultimately of Persian origin
Kira
of modern usage, variant of Kyra or directly borrowed from its Russian equivalent Кира (Kira) ; ultimately of Persian origin
Turkish - Turkish

Definition of kirasız in Turkish Turkish dictionary

Kira
(Osmanlı Dönemi) ŞEBR
Kira
(Hukuk) İCAR
kira
Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar: "Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye."- Ç. Altan
kira
Kiralık ev
kira
icar
kira
Kiralık ev: "O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuş iken..."- H. Z. Uşaklıgil
kira
Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar
kira
Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para
kira
Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para: "Kira ile aldım, zaten bu yüzden de geciktim ya!"- R. H. Karay
kirasız
Favorites