kimsenin

listen to the pronunciation of kimsenin
Turkish - English
nobody
nobody's
kimse
anybody

He asked me whether anybody was there. - O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.

Why doesn't anybody translate my sentences? - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?

kimsenin dikine gitmeyen
bland
kimsenin takdir etmediği
thankless
kimsenin ahı kimsede kalmaz
(Atasözü) The laments of the oppressed will call down judgment upon their oppressors
kimsenin enayisi değildir
he is nobody's fool
kimsenin enayisi olmayan kişi
nobody's fool
kimsenin kandıramadığı tip
nobody's fool
kimsenin oyuncağı olmayan
(deyim) nobody's fool
kimsenin ruhu duymadan
without smb being the wiser for it
kimse
anyone

They said they hadn't seen anyone. - Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.

Hide this in a safe place. I don't want anyone getting their hands on it. - Bunu güvenli bir yerde sakla. Ona kimsenin dokunmasını istemiyorum.

kimse
{i} one

No one may be compelled to belong to an association. - Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.

No one wants to listen to my opinions. - Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.

toplumdan kaçan kimsenin kapandığı evi
cell
kimse
dodger
kimse
man

No man received enough votes to win the nomination. - Hiç kimse adaylığı kazanmak için yeterli oy almadı.

No one knows exactly how many people considered themselves hippies. - Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.

kimse
any

There was hardly anyone in the room. - Odada hiç kimse yoktu.

No one speaks this language anymore. - Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor.

kimse
person

Nobody knew that Tom was the person who contributed most of the money. - Kimse paranın çoğunu katkıda bulunan kişinin Tom olduğunu bilmiyordu.

I am a sensitive person, you know. - Duygulu bir kimseyim, bilirsin.

kimse
people

No one is sure how many people died. - Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.

No one knows exactly how many people considered themselves hippies. - Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.

kimse
sort

No one has time for that sort of thing. - Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.

kimse
party

Nobody came to the party. - Kimse partiye gelmedi.

No one came to the party except John and Dick. - Kimse John ve Dick dışında partiye gelmedi.

kimse
one can
kimse
wight
güneş olsa kimsenin üstüne doğmamak
never to think of helping others
insanın adı çıkacağına canı çıksın/ın/adamın/bir kimsenin adı çıkmadansa canı çı
(Atasözü) It is better to die than to get a bad reputation
kimse
no one

No one shall be arbitrarily deprived of his property. - Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.

No one understands me. - Hiç kimse beni anlamıyor.

kimse
soul

We reached the poor soul we had to help. - Biz yardım etmek zorunda olduğumuz fakir kimseye ulaştık.

We didn't tell a soul. - Biz kimseye söylemedik.

kimse
somebody

I am somebody and I am important. - Ben önemli kimseyim ve önemliyim.

He thinks he is somebody, but really he is nobody. - O onun biri olduğunu düşünüyor ama aslında hiç kimse değil.

kimse
anyone, anybody
kimse
no man

No man can live to be two hundred years old. - Hiç kimse iki yüz yaşına kadar yaşayamaz.

No man is without his faults. - Hiç kimse hatasız değildir.

kimse
someone, somebody
kimse
(with a negative verb) nobody, no one
kimse
someone, somebody; anybody, anyone; nobody, no one
kimse
cad
kimse
thing

Nobody can do two things at once. - Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.

Nobody could explain how the thing was made. - Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.

kimse
wallah
kimse
someone

Why didn't someone help Tom? - Neden kimse Tom'a yardım etmedi?

No one ever really knows what's going through someone else's head. - Birinin kafasından neler geçtiğini kimse kesin olarak bilemez.

kimse
nobody

Nobody lives in this house. - Bu evde hiç kimse yaşamıyor.

Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely. - Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.

kimse
scavenger
kimse
bugger
kimse
dweller
yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez/yağmaz
(Konuşma Dili) He won't lift a finger to help anybody
Turkish - Turkish

Definition of kimsenin in Turkish Turkish dictionary

Kimse
(Hukuk) KİMESNE
Kimse
nefer
kimse
Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi, şahıs, nefer: "Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum."- N. Cumalı
kimse
Olumsuz cümlelerde kişi: "Bir zaman hiç kimseye varmadım."- H. R. Gürpınar
kimse
Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi, şahıs, nefer
kimse
Kişi
kimsenin
Favorites