Lütfen onu diğer çocuklara uzat.
- Please pass it to the other kids.
Çocuklarınızın ne yediğini biliyor musunuz?
- Do you know what your kids are eating?
Hiç çocukların var mı?
- Do you have any kids?
Annem ben çocukken öldü.
- My mother died when I was a kid.
Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.
- My kid brother is twelve.
Bu çocuk küçük bir şeytan.
- That kid is a little demon.
Tom ve ben çocukluğumuzdan beri iyi arkadaşlarız.
- Tom and I have been good friends since we were kids.
Çocukluğumda sınıf arkadaşlarım ve ben oynamak için bütün bilyeleri okula götürürdük. Bu günlerde çoğu çocuğun akıllı telefonları ve iPod'ları var.
- When I was a kid, my classmates and I would all take marbles to school to play with. These days, most kids have got smartphones and iPods.
Daha genç çocuklarla uğraşmayın.
- Don't pick on younger kids.
Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
Eğer çocuklara göz kulak olursan, temizlenecek takım elbiseni alacağım.
- If you'll keep an eye on the kids, I'll take your suit to be cleaned.
O, caddede çocuklarla çok takılıyor.
- He hangs out a lot with the kids down the street.
Punch, in case you didn't know, is what the cool kids are drinking.
... Gave the kids breakfast just before I left and I was ...
... Kids:WHOA! ...