Definition of ki̇tle in Turkish English dictionary
- kitle
- mass
He always stands aloof from the masses.
- O her zaman kitlelerden uzak duruyor.
He is a mass of faults.
- O bir hatalar kitlesi.
- kitle
- mass; crowd of people
- kitle
- populace
- kitle
- (Tıp) unprocessed bulk
- kitle
- (Tıp) bulk
- kitle
- crowds
The fun thing about crowdsourcing is letting other people do the work for us.
- Kitlekaynak kullanımı hakkında en eğlenceli şey başka insanların bizim işimizi yapmasına izin vermektir.
- kitle
- push
- kitle
- phys. mass
- kitle
- massif
- kitle
- mass, large block or chunk
- kitle davranışı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) mass behaviour
- kitle haberleşme
- mass communication
- kitle haberleşme araçları
- mass media
- kitle haberleşmesi
- (Ticaret) mass communication
- kitle iletişim aracı
- (Ticaret) media
- kitle iletişim aracı
- (Basın) mass medium
- kitle iletişim araçları
- the media
- kitle iletişim araçları
- media
On behalf of the government, the mass media are abused.
- Hükümet adına, kitle iletişim araçları istismar edilmektedir.
Never trust the mass media.
- Kitle iletişim araçlarına asla güvenme.
- kitle iletişim araçları
- mass communication
- kitle iletişimi
- mass communications
- kitle imha silahları
- weaponry of mass destruction
- kitle imha silahları
- (Askeri) mass destruction weapons
- kitle imha silahı
- weapons of mass destruction
- kitle kültürü
- mass culture
- kitle partisi
- mass party
- kitle partisi
- (Politika, Siyaset) catch-all party
- kitle pazar
- mass market
- kitle pazar
- (Ticaret) mass-market
- kitle pazarlama
- (Ticaret) mass marketing
- kitle taşımacılığı
- (Çevre) mass transport
- kitle toplumu
- mass society
- kitle üretimi
- (Ticaret) mass production
- kitle imha
- Mass destruction
- kitle depolama
- (Askeri) bulk storage
- kitle eylemi
- mass action
- kitle glikoz
- (Kimya) mass glucose
- kitle halinde ayaklanma
- (Askeri) levée en masse
- kitle harbi
- (Askeri) war of masses
- kitle hareketi
- mass movement
- kitle hareketi mass action
- (of people)
- kitle histerisi
- (Fizyoloji) collective hysteria
- kitle histerisi
- (Fizyoloji,Pisikoloji, Ruhbilim) mass hysteria
- kitle iletişim
- mass media
Never believe the mass media.
- Kitle iletişim araçlarına asla inanma.
On behalf of the government, the mass media are abused.
- Hükümet adına, kitle iletişim araçları istismar edilmektedir.
- kitle iletişim araçları
- mass media
Never trust the mass media.
- Kitle iletişim araçlarına asla güvenme.
On behalf of the government, the mass media are abused.
- Hükümet adına, kitle iletişim araçları istismar edilmektedir.
- kitle iletişim araçları
- the media, mass communication, mass media
- kitle iletişim kurumu
- (Turizm) mass communication institution
- kitle iletişim uzmanları
- mass media specialists
- kitle iletişimi
- mass media
- kitle imha silahı
- (Hukuk) weapon of mass destruction
- kitle isterisi
- mass hysteria
- kitle lezyonu
- mass lesion
- kitle mazoşizmi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) mass masochism
- kitle oranı
- (Askeri) mass ratio
- kitle segmenti
- (Ticaret) mass segment
- kitle seçiciliği
- (Ticaret) audience selectivity
- kitle stok
- (Askeri) bulk stock
- kitle tüketimi
- mass consumption
- kitle ve kaynak kontrolü
- (Askeri) populace and resources control
- kitle yükleme
- (Askeri) bulk loading
- kitle yükleme usulü
- (Askeri) bulk load method
- kitle zayiatı
- (Askeri) mass casualties
- kitle örgütü
- (Politika, Siyaset) mass organization
- hedef kitle
- (Ticaret) target market
- kritik kitle
- (Askeri,Ticaret) critical mass
- beden kitle indeksi
- (Tıp) body mass index
- kitle
- (Askeri,Ticaret) audience
Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.
- Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.
The Mayor addressed a large audience.
- Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.
- kitlemek
- lock
- kitle
- body
- hedef kitle
- Target group
- kitle
- a mass of
He is a mass of faults.
- O bir hatalar kitlesi.
A cloud is a mass of vapor.
- Bulut bir buhar kitlesidir.
- vücut kitle indeksi
- body mass index
- hedef kitle analizi
- (Askeri) target audience analysis
- hedef kitle ihtiyaçları
- (Bilgisayar) audience needs
- hedef kitle pazarlaması
- target marketing
- hedef kitle tanımı
- (Tıp) target audience description
- hedef tespiti; hedef kitle; teknik düzenleme; Kara Kuvvetleri harekat alanı
- (Askeri) target acquisition; target audience; technical arrangement; theater Army
- kitleler
- the masses
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
He always stands aloof from the masses.
- O her zaman kitlelerden uzak duruyor.
- kitlemek
- colloq., see kilitlemek
- kitlemek
- to lock
- sınırlı kitle
- (Havacılık) finite mass