Turkish - Turkish
Definition of ki̇sbi̇ in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Sonradan edinilen
- KİSBÎ
- (Osmanlı Dönemi) Kazanılmış, kesbedilmiş. Kesb ile alâkalı
- kisbi
- Sonradan edinilmiş, sonradan kazanılmış
- KİSB
- (Osmanlı Dönemi) Bak: Kesb
- kisb
- (Osmanlı Dönemi) çalışmak kişinin kendi gayret ve fiiliyatıyla elde ettikleri, kazandıkları
- kisb
- Kazanma(arapça)
Related Terms
Danish - Turkish
Definition of ki̇sbi̇ in Danish Turkish dictionary
- kime
- ahenkle çalmak
Related Terms
English - English
Definition of ki̇sbi̇ in English English dictionary
- kime
- Focus (focal point) of all energies into one instant
- kime
- Focus of Power To concentrate one’s spiritual, physical and mental energies into an ate, uchi, uke, zuki or geri
- kime
- Focus of Power
- kime
- focus
- kime
- Abdominal contraction, focus of power
Related Terms
Turkish - English
Definition of ki̇sbi̇ in Turkish English dictionary
- kime
- who
Tom was unable to decide who he should vote for.
-Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi.
Whom did you vote for in the election?
-Seçimde kime oy verdin?
- kime
- (Bilgisayar) to
- kime
- whom
Jim could hear whom she was phoning.
-Jim onun kime telefon ettiğini duyabiliyordu.
Tell me whom these books belong to!
-Bana bu kitapların kime ait olduğunu söyle.
- kime
- (Bilgisayar) sent to
- kime
- to whom
The investigator wants to know who did what to whom where, when, and why.
-Müfettiş kimin neyi kime, nerede, ne zaman ve niçin yaptığını bilmek istiyor.
To whom will you give the first piece of cake?
-İlk kek parçasını kime vereceksin?