Definition of kişilik in Turkish English dictionary
- personality
A connection between personality and blood type has not been scientifically proven.
- Kişilik ve kan grubu arasında bir bağlantı bilimsel olarak kanıtlanmadı.
Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
- Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
- character
She has a character defect.
- Onda kişilik sorunu var.
Tom is quite a character.
- Tom tipik bir kişilik.
- identity
- for persons
- prov. one's best clothes, one's best, one's Sunday-go-to-meeting clothes
- stature
- (araba) seater
- humanity
- personality, character, make-up; individuality
- fibre
- fiber
- seated
- (sufficient) for (so many) persons
- self
- presence
- person
I don't like women without personalities.
- Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.
There was room for one person in the car.
- Arabada bir kişilik yer vardı.
- (Gıda) portions
- individuality
- seater
- selfhood
- for ... persons
- iki kişilik
- double
Do you have a double room?
- İki kişilik bir odan var mı?
The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- kişilik (porsiyon)
- (Gıda) serves
- kişilik gelişmesi
- personality development
- kişilik haklarına tecavüz
- infringement of personality rights
- kişilik bozukluğu
- defect in character
- kişilik bölünmesi
- dementia
- kişilik gücü
- guts
- kişilik kaybı
- loss of identity
- kişilik problemi
- identity crisis
- kişilik testi
- personality test
- kişilik vermek
- personalize
- kişilik çatışması
- personality clash
- kişilik çözünmesi sonucu çıkan savunma mekanizması
- dissociation
- kişilik özelliği
- personality trait
- iki kişilik üç tekerlekli bisiklet
- sociable
- hukuki kişilik
- (Kanun) legal personality
- kişilik bozukluğu
- personality disorder
- baskın kişilik
- dominant personality
- dört kişilik saz heyeti
- Four-person delegation instrument
- tüzel kişilik perdesi
- (Kanun) Corporate veil
- çift kişilik
- double personality
çift kişilikli olduğu için ne zaman ne yapacağını kestiremiyordum.
- çift kişilik yatak
- queen bed
- agresif kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) somatotonia
- alter kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) alter personality
- altmış kişilik takım
- sixties
- altı kişilik grup
- sestet
- anal atıcı kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anal expulsive personality
- anal kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anal character
- anal tutucu kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anal retentive personality
- beş kişilik heyet
- (Hukuk) a five man delegation
- bir kişilik
- sulky
- bir kişilik yemek takımı
- setting
- birincil kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary personality
- birkaç kişilik iş yapan kimse
- oneman show
- birkaç kişilik işi tek başına yapma
- oneman show
- dokuz kişilik grup
- ennead
- dört kişilik araba
- four seater
- dört kişilik grup
- foursome
- ekonomik kişilik
- (Ticaret) economic entity
- histerik kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hysterical personality
- iki kişilik araba
- coupe
- iki kişilik araba
- trap
- iki kişilik araç
- twoseater
- iki kişilik bisiklet
- tandem
- iki kişilik esnek ve uzun araba
- buck board
- iki kişilik gelir
- dual income
- iki kişilik kanepe
- love seat
- iki kişilik kürek teknesi
- two seater kayak
- iki kişilik oyun
- duologue
- iki kişilik yatak
- double bed
- iki kişilik yataklı
- double bedded
- iki kişilik çadır
- pup tent
- iki tane tek kişilik yatak
- twin beds
- ikinci kişilik
- alter ego
- ikincil kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) secondary personality
- introvert kişilik
- (Tıp) introverted personality
- iradeli kişilik
- decision of character
- içeyönelik kişilik
- autistic personality
- kararlı kişilik
- decision of character
- nevrotik kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) neurotic character
- on bir kişilik takım
- eleven
- oral alıcı kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) oral receptive character
- oral kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) oral character
- oral-saldırgan kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) oral aggressive character
- otoriter kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) authoritarian personality
- sekiz kişilik koro
- octette
- sekiz kişilik koro
- octet
- sekiz kişilik takım
- eight
- seksen kişilik takım
- eighties
- son kararı veren oniki kişilik jüri heyeti
- petty jury
- suçlu kişilik
- criminal personality
- tek kişilik
- solo
Charles Lindbergh made the first solo flight across the Atlantic Ocean in 1927.
- Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.
- tek kişilik
- single
I'd like a single with a shower, please.
- Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- tek kişilik
- oneman
- tek kişilik
- (işletme) single handed
- tek kişilik
- sulky
- tek kişilik
- state
- tek kişilik
- single seater
- tek kişilik bir oda
- single room
I want a single room.
- Tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like to have a single room with a bath for two nights.
- İki gece için banyolu tek kişilik bir oda istiyorum.
- tek kişilik dama
- solitaire
- tek kişilik erik pudingi
- college pudding
- tek kişilik gösteri
- oneman show
- tek kişilik hafif araba
- stanhope
- tek kişilik iki tekerlekli araba
- sulky
- tek kişilik iskambil oyunu
- patience
- tek kişilik kâğıt oyunu
- solitaire
- tek kişilik oda
- single
Do you want a single room?
- Tek kişilik oda istiyor musunuz?
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- tek kişilik odamız kalmadı
- There are no single rooms left
- tek kişilik odanız var mı
- Do you have a room for one person
- tek kişilik oyun
- solo
- tek kişilik porselen takım
- a sulky set of china
- tek kişilik uçak
- single seater
- tek kişilik çalışma yeri
- (kütüphanede) carrel
- tipik bir kişilik
- quite a character
- tüzel kişilik
- (Hukuk) legal personality
- yedi kişilik grup
- septette
- yedi kişilik grup
- septet
- yedi kişilik hükümet
- heptarchy
- yedi kişilik takım
- septuplet
- yüz kişilik bölük
- century
- yüz kişilik bölük komutanı
- centurion
- çift kişilik
- double bed
- çift kişilik bir oda
- double room
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
We'd like a double room with bath.
- Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.
- çift kişilik bir oda rica ediyorum
- I'd like a double room
- çift kişilik dans
- twosome
- çift kişilik odamız kalmadı
- There are no double rooms left
- çift kişilik yatak rezervasyonu yaptırmıştım ama odamda ikiz yatak var
- I reserved a double bed but I got a twin
- çift kişilik yatağı olan bir oda rica ediyorum
- I'd like a room with a double bed
- önemsiz ve silik kişilik
- non person
- üç kişilik
- threesome
- üç kişilik kompartman
- drawing room
- üç kişilik mevkideki görevli
- triumvir
- üç kişilik yönetim
- troika
- üç kişilik yönetim
- triumvirate
- ıki kişilik bir masa ayırtmak istiyorum
- I'd like to reserve a table for two
- ıki kişilik bir masa istiyorum
- I would like a table for two