She has totally changed her character.
- Kişiliğini tamamen değiştirdi.
His character resembles his father's.
- Kişiliği babasına benziyor.
The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
- Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
Personal computers are very useful.
- Kişisel bilgisayarlar çok kullanışlıdır.
Weight increase is the easiest method for personal development.
- Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
I was the one who did the wrong thing, not you.
- Yanlış şey yapan kişi bendim, sen değil.
The life of a person is a transient thing.
- Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.
How did you figure out Tom was the one who did it?
- Onu yapan kişinin Tom olduğunu nasıl öğrendin?
A really perceptive person can figure out a whole situation with just a few clues. That's the kind of person I want you to become.
- Sezgileri gerçekten kuvvetli bir insan bütün bir durumu sadece birkaç ipucuyla çözebilir. Bu olmak istediğim kişi türüdür.
I'm the only one still in contact with Tom.
- Tom'la hala temas halinde olan tek kişiyim.
People with autism often don't make eye contact when talking to someone.
- Otizmli kişiler, birisiyle konuşurken çoğu zaman göz teması kurmazlar.
Many people suffer from low self-esteem.
- Birçok kişi kendine saygı azlığından muzdarip.
She is a selfish person.
- O bencil bir kişidir.
You're a brave soul if you want to climb the Urals.
- Urallara tırmanmak istiyorsan sen cesur bir kişisin.
Tom is a very brave soul.
- Tom çok cesur bir kişidir.
We are currently looking for individuals who have experience in customer service.
- Bugünlerde, müşteri hizmetlerinde deneyimi olan kişiler arıyoruz.
Changes in society come from individuals.
- Toplumdaki değişiklikler kişilerden gelir.
That's one small step for man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
- Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed.
- Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.
Fine feathers make fine birds.
- Güzel giysiler kişiyi güzel gösterir.
There are four people in my family.
- Ailemde dört kişi var.
Only a few people showed up on time.
- Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
Every person in this community is like a cell in the immune system of a healthy human body.
- Bu toplumda her kişi sağlıklı bir insan vücudunun bağışıklık sisteminde bir hücre gibidir.
The police drew up a list of persons of interest after the discovery of Mary's body.
- Polis Mary'nin vücudunun keşfinden sonra ilgi kişilerin bir listesini hazırladı.
Dreams are the touchstones of our characters.
- Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
She has totally changed her character.
- Kişiliğini tamamen değiştirdi.
Alofi is the capital of Niue, and its population is about 580 people.
- Alofi, Niue'nin başkentidir ve nüfusu yaklaşık 580 kişidir.
The per capita consumption of rice of Japanese people is about half of what it was fifty years ago.
- Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.
My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
- Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
More than 50 people died from the recent eruption. Volcanic rocks struck some victims in the head.
- Son püskürmede 50'den fazla kişi öldü. Volkanik kayalar bazı kurbanların başına çarptı.
If you want to have an attractive personality, you need to have a good head on your shoulders.
- Eğer çekici bir kişiliğe sahip olmak istiyorsanız, omuzlarınızda iyi bir kafaya sahip olmalısınız.