All Tom wanted was eight hours of uninterrupted sleep.
- Tom'un bütün istediği sekiz saatlik kesintisiz uykuydu.
Although I slept uninterrupted for 12 hours last night, I still feel pretty tired.
- Dün gece on iki saat kesintisiz uyumama rağmen hala oldukça yorgun hissediyorum.
This plane flies nonstop to Tokyo.
- Bu uçak Tokyo'ya kesintisiz uçar.
It has been raining nonstop for three days.
- Üç gündür kesintisiz yağmur yağıyor.
Tom was annoyed at the interruption.
- Tom kesintide rahatsız oldu.
We couldn't allow any interruptions.
- Biz herhangi bir kesintiye izin veremedik.
The power cuts damaged the computer.
- Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.
The banker's pay cut was temporary, not permanent.
- Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.
Many employees had to be laid off due to budget cutbacks.
- Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.
I was laid off from my job due to budget cutbacks.
- Bütçe kesintileri yüzünden işten çıkarıldım.