Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
It isn't totally exact.
- O tamamen kesin değildir.
Precise measurements are required.
- Kesin ölçümler gerekli.
Precisely speaking, I need six hours to at least think straight. Additionally, I need seven hours to be happy.
- Kesin olarak konuşursam, sağlıklı düşünmek için en az altı saate ihtiyacım var. Ayrıca mutlu olmak için yedi saate ihtiyacım var.
You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
- Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
- Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
He needs to make an accurate report of the case.
- Onun davanın kesin bir raporunu hazırlaması gerekiyor.
He made an accurate report of the incident.
- Olayla ilgili kesin bir rapor hazırladı.
The plan is not yet finalized.
- Plan henüz kesinleşmiş değil.
That budget isn't yet final.
- O bütçe henüz kesinleşmiş değil.
It is absolutely impossible to do so.
- Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.
I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.
- Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
The definitive answer is no.
- Kesin cevap hayırdır.
Jefferson believed firmly in the value of education.
- Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.
I'm firmly opposed to this.
- Ben buna kesin bir biçimde karşıyım.
He said he would give us his decision for sure by Friday.
- O, Cumaya kadar kesin olarak bize kararını bildireceğini söyledi.
It's great! You'll laugh for sure.
- O harika! Kesinlikle güleceksiniz.
It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
- Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
Give me a definite answer.
- Bana kesin bir cevap ver.
Your plan is sure to succeed.
- Senin planın başarılı olacağı kesin.
This method is sure to work.
- Bu metot kesin çalışacaktır.
Precision in measurement is important.
- Ölçümde kesinlik önemlidir.
Precision is important in math.
- Kesinlik matematikte önemlidir.
Tom can't say for sure how many times Mary has been to Boston.
- Tom Mary'nin kaç kez Boston'da bulunduğunu kesin olarak söyleyemez.
The weather will be good tonight for sure.
- Hava bu gece kesinlikle iyi olacak.
He's bound to notice your mistake.
- Onun hatanı farketmesi kesin.
He is bound to pass the test.
- O kesinlikle sınavı geçecek.
Smoking is strictly prohibited.
- Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.
- Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır.
There is definetly a safe route!
- Kesinlikle güvenli bir rota var!
Are you absolutely certain we're safe?
- Güvende olduğumuzdan kesinlikle emin misin?
The evidence is fairly conclusive.
- Kanıtlar oldukça kesin.
When your friends begin to flatter you on how young you look, it's a sure sign you're getting old.
- Arkadaşların sana ne kadar genç göründüğünle ilgili iltifat etmeye başlarsa, bu yaşlandığına dair kesin bir işarettir.
His secretary flatly denied leaking any confidential information.
- Onun sekreteri, gizli bilgiyi sızdırmayı kesinlikle reddetti.
Tom certainly doesn't have a very good sense of direction.
- Tom'un kesinlikle çok iyi bir yön duyusu yok.
It's as sure as death.
- Bu, ölüm kadar kesindir.
I categorically refused.
- Kesin bir dille reddettim.
I am categorically opposed to the company declaring bankruptcy.
- Ben şirketin iflas ilan etmesine kesin bir biçimde karşıyım.
The atmosphere in the room was decidedly frosty.
- Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
If you go to Beijing, definitely have a look at Tiananmen Square.
- Beijing'e gideceksen, kesinlikle Tiananmen Meydanı'na bir bak.
The most important figure of mathematics of the nineteenth century is, undoubtedly, Gauss.
- On dokuzuncu yüzyılın matematiğinin en önemli figürü kesinlikle, Gauss.
Tom certainly deserves a round of applause.
- Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.
You look positively haggard.
- Sen kesinlikle bitkin görünüyorsun.
I'm absolutely positive that Tom can do that.
- Tom'un bunu yapabildiğinden kesinlikle eminim.