Turkish - English
Definition of kesim in Turkish English dictionary
- cutting
- cutting; slaughter, slaughtering; cut, shape, form; cut, fashion; zone, region; sector; section
- shape
- walk of life
- bedrock
- district
The Mitte district is located in the central part of Berlin.
-Mitte bölgesi Berlin'in orta kesiminde yer almaktadır.
- zone
- cut-off
- sectional
- fashion
- stanza
- amputation
- form
- (Denizbilim) lysis
- cut
The cut of the diamond is perfect.
-Elmasın kesimi mükemmel.
The butcher shop sells assorted cuts of meat.
-Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.
- part
He lives in the western part of town.
-Şehrin batı kesiminde yaşar.
Japan is in the eastern part of Asia.
-Japonya Asya'nın doğu kesiminde yer almaktadır.
- period (of time)
- section
The scene was a tiny mountain village in a remote section of West Virginia.
-Manzara Batı Virginia'nın uzak bir kesimindeki küçük bir dağ köyüydü.
- (Terzi) cut, make
- slaughter, slaughtering; butchering
- slaughter
- fraction
- med. section
- sector , segment
- section, sector; region
- phase
- sector
- segment
- stave
- kesim önlüğü
- Barber cloth
- kesim (hayvan)
- (Gıda) slaughtering
- kesim noktası
- (Bilgisayar) set intercept
- kesim sonlandırması
- section termination
- kesim sıklığı
- break frequency
- kesim sıklığı
- (Bilgisayar) cut-off frequency
- kesim çizgisi
- (Tekstil) cutting line
- kesim baltası
- felling axe
- kesim dalga boyu
- critical wavelength
- kesim dalga boyu
- cut-off wavelength
- kesim dalgaboyu
- (Fizik,Teknik) cutoff wavelength
- kesim frekansı
- critical frequency
- kesim gerilimi
- cutoff voltage
- kesim işareti
- segment mark
- kesim noktalarını temizle
- (Bilgisayar) clear all breakpoints
- kesim noktası
- breakpoint
- kesim noktası anahtarı
- (Bilgisayar,Teknik) breakpoint switch
- kesim noktası ekle kaldır
- (Bilgisayar) toggle breakpoint
- kesim noktası komutu
- (Bilgisayar,Teknik) breakpoint instruction
- kesim noktası simgesi
- (Bilgisayar,Teknik) breakpoint symbol
- kesim süresi
- (Çevre) time of reaping
- kesim süresi
- (Çevre) time of cutting
- kesim yaşı
- (Marangozluk) rotation age
- kesim yaşı
- (Marangozluk) exploitable age
- kesim yaşı
- (Marangozluk,Tarım) cutting age
- kereste kesim listesi
- cutting list
- hesap kesim
- charge
- kombine kesim
- (Mekanik) combined cut
- mali kesim
- (Ticaret) financial sector
- ince kesim
- thin sections
- plazma kesim
- (Metal İşleme) Plasma cutting
- ana kesim
- main segment
- aydın kesim
- intelligentsia
- bol kesim
- (Tekstil) wide cut
- düzenli kesim
- (Çevre) periodical cutting
- ebat kesim bıçağı
- (Matbaacılık, Basımcılık) cross cutting knive
- ebat kesim makinesi
- (Matbaacılık, Basımcılık) cross cutter
- ekonomik kesim
- (Ticaret) economic sector
- enine kesim
- (Tekstil) cut crosswise
- etiket/kesim
- (Bilgisayar) labels per cut
- fatura kesim tarihi
- (Ticaret) invoice date
- ikincil kesim
- (Çevre) secondary cutting
- ince kesim thin and slightly built
- (person)
- iri kesim
- huge
- kaçak kesim
- illegal cut
- kaçak kesim unlicensed butchering
- (of cattle)
- kritik kesim
- critical section
- kırsal kesim
- countryside, the country
- kısa bir kesim istiyorum
- I'd like a short cut
- maaşlı kesim
- salariat
- mekanik kesim
- (Tekstil) mechanical cut
- pres kesim balsa levha
- diecut balsa panel
- standart kesim (bel)
- (Tekstil) regular fit
- yıllık kesim
- annual cut
- özel kesim
- private sector özel sektör
- özel kesim
- private sector
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kesim in Turkish Turkish dictionary
- Kesme zamanı
- Bölüm, parça, kısım, sektör
- Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği ... kanunla düzenlenir."- Anayasa
- Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim vermesi işi, fason
- Kesme işi
- İşaretlenmiş belli yer
- Bölge
- Boy bos, endam
- Pazarlık, anlaşma
- Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi
- Bölüm, parça, kısım, sektör: "Vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir
- mukataa
- kupür
- kesim evi
- Kasaplık hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, kanara, mezbaha
- ince kesim
- Kemikleri ince ve zayıf
- yaş kesim
- Tabandan sızma veya toplanma suretiyle yer altından sulanan veya çoğu zaman yaş bir durumda olan arazi
- özel kesim
- Resmî kesimden ayrı ve bağımsız çalışan grup