Two times seven is fourteen.
- İki kere yedi on dörttür.
He jumped up the steps three at a time.
- O, bir kerede üç basamak atladı.
Two times two is four.
- İki kere iki dört eder.
Two times seven is fourteen.
- İki kere yedi on dörttür.
You can't be two places at once.
- Bir kerede iki yerde olamazsın.
I met your father once.
- Bir keresinde babanla karşılaştım.
Tom shot Mary twice in the leg.
- Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
He wouldn't have thought twice.
- O iki kere düşünmezdi.
I've already told him this a thousand times.
- Zaten ona bunu bin kere söyledim.
Measure thrice, cut once.
- Üç kere ölç, bir kere kes.
Measure thrice, cut once.
- üç kere düşün bir kere söyle.