Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
- Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
I've finally got used to urban life.
- Sonunda kent yaşamına alıştım.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
Is there regular bus service to the town?
- Kente düzenli otobüs servisi var mı?
The town was defended by a large army.
- Kent, büyük bir ordu tarafından savunuldu.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
The new park turned into one of the most neglected places in the city.
- Yeni park, kentin en çok ihmal edilen yerlerinden birine dönüştü.
The city has a wonderful place to walk with children.
- Kentin, çocuklarla yürümek için harika bir yeri vardır.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
I visited cities such as New York, Chicago and Boston.
- New York, Chicago ve Boston gibi kentleri ziyaret ettim.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.