kem

listen to the pronunciation of kem
Turkish - English
haunted
evil
sinister
bad, evil, malicious
bad, deficient in weight (coin)
bad

If Tom had been wearing his seat belt, he wouldn't have been injured so badly. - Tom emniyet kemerini takıyor olsaydı o kadar kötü yaralanmazdı.

(Tıp) chem

Many cancer patients lose their hair because of chemotherapy. - Birçok kanser hastaları kemoterapiden dolayı saçlarını kaybederler.

Tom has been through chemotherapy and radiation treatment. - Tom kemoterapi ve radyasyon tedavisindeydi.

malicious
kem göz
(deyim) the evil eye
kem göz
bad eye
kem göz
whammy
kem gözlü
evil-eyed
kem küm
faltering, hesitantly
kem küm
haw
kem küm etme
shuffle
kem küm etme
hums and haws
kem küm etmek
to falter, to hum and haw
kem küm etmek
to hem and haw, grope for words
kem küm etmek
hum and haw
kem küm etmek
haw
kem küm etmek
shuffle
kem göz
evil eye
kem göz
a green eye
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Gr: Ne kadar? Kaç? (Mikdar için soru ifâdesinde kullanılır.) (Farsçada: Çend
(Hukuk) Kötü, fena
Eksik, tamamlanmamış
Kötü, çirkin, tuhaf
Tahıl saplarını ve desteleri bağlamakta kullanılan bükülerek ip biçimine getirilmiş ip
KEM GÖZ
(Osmanlı Dönemi) Kötü niyetle bakan göz
KEM'E
(Osmanlı Dönemi) Yer mantarı
kem göz
Kötü, baktığı şeye nazar değdiren göz
kem küm
"Verecek cevap bulamayıp açık bir anlamı olmayan gelişigüzel sözler söylemek" demek olan kem küm etmek deyiminde geçer
kem
History
Favorites