kelepir

listen to the pronunciation of kelepir
Turkish - English
bargain

I found a real bargain. - Ben gerçek bir kelepir buldum.

This dress is a good bargain. - Bu elbise iyi bir kelepir.

(Ticaret) second hand
dirt cheap
good bargain

Tom is good at finding good bargains. - Tom iyi kelepirleri bulmada iyidir.

Tom thinks he got a good bargain. - Tom iyi bir kelepire konduğunu düşünüyor.

snip
secondhand
{k} very cheap, dirt-cheap
{k} a bargain, a steal, a very good buy
very cheap, dirt cheap; bargain, buy, steal, gift, snip
good buy
steal

This is a real steal. - Bu gerçek bir kelepir.

for a song
{i} buy
kelepir eşya
steal
Turkish - Turkish
Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan ya da alınabilecek olan şey
Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan (şey)
Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan şey: "Ben akıllı olmasaydım, bu kelepiri elden kaçırırdım."- A.Gündüz
okazyon
lutriya
KELEPİR
(Osmanlı Dönemi) Üvey evlât. Evlâtlık
KELEPİR
(Osmanlı Dönemi) Çok ucuz ele geçen. Zahmetsiz, ücretsiz
KELEPİR
(Hukuk) Ederinden daha aşağı fiyatla satılan veya alınan şey; çok ucuz
English - Turkish

Definition of kelepir in English Turkish dictionary

snip kirpma, kirkma; makasla kesilmis parça, kirpinti, kesinti; kelepir
makasla kesmek, kırpmak
kelepir
Favorites