kelepçelenmek

listen to the pronunciation of kelepçelenmek
Turkish - English
to be handcuffed
kelepçele
handcuffs

I was looking for some excitement so I decided to bring the handcuffs. - Biraz heyecan arıyordum bu yüzden kelepçeleri getirmeye karar verdim.

Sami was led out of the courtroom in handcuffs. - Sami, kelepçelerle mahkeme salonundan çıkarıldı.

kelepçele
shackle
Turkish - Turkish
Kelepçeleme işi yapılmak
kelepçelenme
Kelepçelenmek işi
kelepçelenmek
Favorites