Turkish - English
Definition of kelepçelemek in Turkish English dictionary
- manacle
- handcuff
- to handcuff
- shackle
- to handcuff, to manacle
- (Kanun) cuff
- iron
- kelepçele
- handcuffs
Sami was led out of the courtroom in handcuffs.
-Sami, kelepçelerle mahkeme salonundan çıkarıldı.
The police officer removed Tom's handcuffs.
-Polis memuru Tom'un kelepçelerini çıkardı.
- kelepçele
- shackle
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kelepçelemek in Turkish Turkish dictionary
- Kelepçe takmak: "Yahut kendisini zorla kelepçeleyerek gönderirim."- A.Gündüz
- Kelepçe takmak
- kelepçeleme
- Kelepçelemek işi
Related Terms
kelepçelemek
Hyphenation
ke·lep·çe·le·mekResimler
History
Favorites