Fasulyeleri dökmeyin.
- Don't spill the beans.
Lütfen düşük ısıda fasulyeleri bir süre kaynatın.
- Please simmer the beans for a while over a low heat.
Fıstık, baklagil veya fasulye ailesinin parçasıdır.
- Peanuts are part of the legume or bean family.
Tom Mary'ye baklayı ağzından çıkardı.
- Tom spilled the beans to Mary.
Her sabah kendi kahve çekirdeklerimi ben öğütürüm.
- I grind my own coffee beans every morning.
Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır.
- Mame uses a coffee mill to grind coffee beans.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Kavanozda kaç tane fasulye var?
- How many beans are in the jar?
Adam tatilinden çok enerjik döndü.
- The man returned from his vacation full of beans.