Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
kef
English - Turkish
Definition of
kef
in English Turkish dictionary
{i}
dalgınlık
{i}
keyif
Turkish - Turkish
Definition of
kef
in Turkish Turkish dictionary
(Osmanlı Dönemi)
Ayağın altı, tabanı
(Osmanlı Dönemi)
Elin iç tarafı. Avuç
(Osmanlı Dönemi)
Avuç dolusu
Pişen etin üzerinde biriken köpük
Yağda kavrulmuş un ve tuz
Orakçıların kullandığı meşin eldiven
Yağda kavrulmuş soğan, salça vs. den oluşan sos
Avuç
Tortu, çökel
Et haşlanırken suyunda oluşan köpükler
Köpük
Kaynatılan yemeğin üzerinde istenmeyen kısımların oluşturduğu köpük
Kaynayan pekmezin, pişen etin üstünde oluşan köpük
Yumurtadan yeni çıkmış civcivin ağzının kıyısında bulunan ve sonradan kaybolan sarı renk
Related Terms
A'
KEF
(Osmanlı Dönemi)
Ahmak
sağır
kef
Türkçedeki "nazal n" sesini karşılayan Arap alfabesindeki "kef" harfi
English - English
Definition of
kef
in English English dictionary
Variant of kif
{i}
state of dreamy calmness or intoxication; strong marijuana (from Morocco, Lebanon and other Arab and Middle Eastern countries) or other substance that is smoked to induce kef
alternative spelling of kif
Turkish - English
Definition of
kef
in Turkish English dictionary
(Gıda)
skimmed fat
scum
(Gıda)
sediment
skimming
kief
kef
Etymology
[ 'kEf, 'kef, 'kAf ] (noun.) 1808. Arabic kayf pleasure.
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
kef
brilliance; luster
kuşanmak
bones of dead animal
little bighorn
recording van
convoy leaver
More...
Clear
Favorites
More...
Clear