keşfederek

listen to the pronunciation of keşfederek
Turkish - English
scouting
reconnoitering
exploring

We spent our holiday exploring rural France. - Tatilimizi kırsal Fransa'yı keşfederek geçirdik.

keşfet
descry
keşfet
{f} reconnoitering
keşfet
{f} scout
keşfet
suss out
keşfet
discover

He discovered a new star. - Yeni bir yıldız keşfetti.

Who discovered America? - Amerika'yı kim keşfetti?

keşfet
{f} scouting
keşfet
{f} exploring

He enjoys exploring remote areas. - Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.

I am looking forward to exploring this country and having many adventures. - Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.

keşfet
explore

He hopes to explore the uninhabited island. - Issız adayı keşfetmeyi umuyor.

He wants to explore the uninhabited island. - O, ıssız ada keşfetmek istiyor.

keşfet
reconnoiter
keşfet
descried
keşfet
ascertain
keşfet
reconnoitre
keşfet
sussout