kazara

listen to the pronunciation of kazara
Turkish - English
accidentally

He accidentally hit his thumb with the hammer. - O, kazara çekiçle parmağına vurdu.

Tom blew himself up accidentally. - Tom kazara kendini havaya uçurdu.

by accident

I met Mr. Smith on the street by accident. - Caddede kazara Bay Smith ile karşılaştım.

I met my teacher by accident at the restaurant last night. - Dün gece restoranda kazara benim öğretmenimle karşılaştım.

by chance
inadvertently
by accident, by chance, accidentally
if ever
accident

Tom accidentally threw his thumb drive into the garbage. - Tom kazara USB'sini çöpe attı.

I met my teacher by accident at the restaurant last night. - Dün gece restoranda kazara benim öğretmenimle karşılaştım.

perchance
peradventure
fortuitous
kazara olan
accidental
kazara adam öldüren kimse
manslayer
kazara adam öldürme
manslaughter

Tom is serving a ten-year sentence for manslaughter. - Tom kazara adam öldürme için on yıl hapis cezası çekiyor.

kazara adam öldürme
homicide by misadventure
kazara olan
inadvertent
kazara olma
inadvertency
kazara olma
inadvertence
kazara ölüm
accidental death
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) f. Kazâ olarak. Rastlayarak
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen: "Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi."- S. F. Abasıyanık
Rastgele, tesadüfen: "Köşkün kapısından kazara postacı geçse sapsarı kesilirdi."- Ö. Seyfettin
Rastgele, tesadüfen
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen
kazaen
kazara
Favorites