He wore a pullover sweater to keep from getting cold.
- Kendini soğuktan korumak için kazak giydi.
This pullover does not cost much. It is very cheap.
- Bu kazak fazla tutmaz. O çok ucuz.
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
He wore a dark sweater.
- O koyu renkli bir kazak giymişti.
She bought him a sweater, but he hated the color.
- O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
Can I borrow one of your sweaters?
- Senin kazaklarından birini ödünç alabilir miyim?
Mary is wearing two sweaters under her coat.
- Mary ceketinin altında iki kazak giyiyor.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.