kaygana

listen to the pronunciation of kaygana
Turkish - English
sweet dessert made with eggs
omelette; dessert made with eggs
omelet made with cheese or chopped meat
dessert made with eggs
(Gıda) omelette
kaygan
slippery

The street is wet and slippery. - Cadde ıslak ve kaygandır.

Because of yesterday's heavy snow, the ground is very slippery. As soon as I stepped outside, I slipped and fell on my bottom. - Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.

kaygan
sleek
kaygan
creamy
kaygan
(Kimya) unctuous
kaygan
slithery
kaygan
running
Kaygan
sliding

Test point on the sliding surface.

kaygan
greasy
kaygan
slippery, slick
kaygan
slippy
kaygan
lubricious
kaygan
lubricous
kaygan
oily
kaygan
slick

Don't swallow that slick propaganda. - Bu kaygan propagandayı yutma.

Tom underestimated the slickness and drove into the ditch. - Tom kayganlığı küçümsedi ve hendeğe sürdü.

kaygan
slippery, slick, greasy
kaygan
pinguid
patates kaygana
(Gıda) large patato pancake
Turkish - Turkish
Yumurta un ve peynir karıştırılarak yapılan yemek
Ayran
Omlet
çırpılmış yumurtayla sade olarak yapılabilen veya içine peynir,kıyma vs katılarak tavada pişirilen bir yemek türü, omlet
Yumurta çalkalanarak yapılan bir çeşit tatlı
Yumurta çalkanarak yapılan bir çeşit tatlı
Kaygan
zıypak
Kaygan
(Osmanlı Dönemi) ŞE'V
Kaygan
kaygın
kaygan
Islak veya düz olduğundan kendisi kayan veya üzerinde kayılan, kaygın
kaygana
Favorites