kaydediyor

listen to the pronunciation of kaydediyor
Turkish - English
(Bilgisayar) recording

Are you recording us right now? - Şu anda bizi kaydediyor musun?

I hope someone is recording this. - Umarım biri bunu kaydediyor.

posting
kaydet
{f} tape recorded
kaydet
make a record of
kaydet
{f} record

Record the serial number in the space provided below. - Aşağıda verilen boşluğa seri numarasını kaydet.

She recorded a few sentences. - Birkaç cümle kaydetti.

kaydet
{f} recorded

Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score. - Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.

The camera recorded nothing. - Kamera hiçbir şey kaydetmedi.

kaydet
{f} recording

Aren't you recording us right now? - Bizi şimdi kaydetmiyor musun?

Aren't you recording this? - Bunu kaydetmiyor musun?

kaydet
enroll

Fadil's parents enrolled him in a prestigious school in Cairo. - Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.

They enrolled him as a jury member. - Onu bir jüri üyesi olarak kaydettiler.

kaydet
save

I didn't save the document. - Dökumanı kaydetmedim.

Tom deleted Mary's save files. - Tom Mary'nin kaydetme dosyalarını sildi.

kaydet
{f} enrolling
kaydet
tape record
kaydet
{f} registered

Have you registered that here? - Onu buraya kaydettiniz mi?

The thermometer registered minus ten last night. - Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.

kaydet
prerecord
kaydet
{f} register

Where should we register? - Nerede kaydetmeliyiz?

Tom told me how to do it, but it didn't register. - Tom nasıl yapıldığını bana anlattı ama kaydetmedim.

English - Turkish

Definition of kaydediyor in English Turkish dictionary

kaydet
save
kaydet
record