Fadil didn't have anything to do with Layla's disappearance.
- Fadıl'ın Leyla'nın kayboluşuyla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu.
The police are looking into his disappearance.
- Polis onun kayboluşunu inceliyor.
Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
- Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.
To my amazement, it disappeared in an instant.
- Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.
I have a good sense of direction, so I don't get lost.
- Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
Why did you get lost in the woods?
- Ormanda niçin kayboldun?
Wherever I may go, I will get lost.
- Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.
I am afraid that you will get lost.
- Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.