To keep you is no benefit. To destroy you is no loss.
- Sizi yaşatmak hiçbir şey kazandırmaz, kaybetmek ise hiçbir kayıp getirmez.
It was careless of you to lose the key.
- Anahtarı kaybetmek senin dikkatsizliğindi.
To lose face means to be humiliated.
- İtibarını kaybetmek aşağılanmak anlamına gelir.
It's better to have loved and lost than never to have loved at all.
- Sevmek ve kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir.
The yen is expected to lose value against the dollar.
- Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
Why did the lawyer lose in the argument?
- Avukat savunmada niçin kaybetti?
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
She forgave him for losing all her money.
- O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.
I have lost my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
I've lost all my money.
- Bütün paramı kaybettim.
We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
- Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
Does depreciation of the yen give rise to inflation?
- Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
To lose face means to be humiliated.
- İtibarını kaybetmek aşağılanmak anlamına gelir.
I don't want to lose you, Tom.
- Seni kaybetmek istemiyorum, Tom.