The army chief reported that the war was lost.
- Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
Many ancient technologies were lost during the Middle Ages.
- Birçok eski teknoloji ortaçağda kaybedildi.
Deep beneath the ocean, the Titanic was lost to the world.
Tom never loses his cool.
- Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
Why did the lawyer lose in the argument?
- Avukat savunmada niçin kaybetti?
I can't stand losing her.
- Ben onu kaybetmeye dayanamam.
I'm not worried about losing my job.
- İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
I have lost my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.