Being on the losing team is disappointing.
Don't lose confidence, Mike.
- Güvenini kaybetme, Mike.
Tom never loses his cool.
- Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
I'm not worried about losing my job.
- İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
I've lost all my money.
- Bütün paramı kaybettim.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.