kavrayamamak

listen to the pronunciation of kavrayamamak
Turkish - English

Definition of kavrayamamak in Turkish English dictionary

kavra
(Bilgisayar) grip

She gripped my arm tightly. - O, kolumu sıkıca kavradı.

He gripped the tennis racket tightly. - Tenis raketini sıkıca kavradı.

kavra
{f} clutch

He clutched her arm firmly. - O kolunu sıkıca kavradı.

kavra
ideate
kavra
{f} grasping
kavra
{f} grasp

I never know what to say to people who have absolutely no grasp of the basic facts and are too ignorant to realise it. - En temel gerçekleri bile kavrayamayan ve bunu farkedemeyecek kadar cahil insanlara hiçbir zaman ne diyeceğimi bilmiyorum.

This work is beyond my grasp. - Bu iş benim kavramamın ötesindedir.

kavrayamama
incomprehension
Turkish - Turkish

Definition of kavrayamamak in Turkish Turkish dictionary

KAVRA
(Osmanlı Dönemi) Geniş yer