kavgam

listen to the pronunciation of kavgam
Turkish - English
beef
The meat from a cow, bull or other bovines

I hate eating beef.

{a} of beef
{n} the flesh of an ox, cow, or bull
(meat) - is the clean flesh derived from slaughtered cattle, and is limited to that part of the striate muscle which is skeletal or that which is found in the tongue, in the diaphragm, in the heart, or in the esophagus; with or without the accompanying and overlying fat and the portions of the skin, sinew, nerve and blood vessels which normally accompany the flesh
{f} complain (Slang)
From short loin to brisket, everything you ever wanted to know about how to pick and prepare beef
The flesh of an ox, or cow, or of any adult bovine animal, when slaughtered for food
Disagreement or conflict
cattle that are reared for their meat
> niurou
Would be "a side of beef". A chunk, cut or piece not being the whole piece, cf ham
The meat from a cow, bull or other bovine
An exceptionally cool or powerful card that is not Broken "Wow, with 6 Butt-kicking and 4 weirdness, the Judge is beef!"
a complaint or disagreement
an ox or cow fattened for food
To complain
Of, pertaining to, or resembling, beef
{i} meat taken from cows or bulls; vigor, strength; fattened bull
Applied colloquially to human flesh
taurus, including the bull, cow, and ox, in their full grown state; esp
kavga
fighting

I never actually saw Tom and John fighting. - Aslında Tom ve John'u hiç kavga ederken görmedim.

He was expelled from school for fighting. - Kavga ettiği için okuldan kovuldu.

kavga
quarrel

Siblings should not quarrel. - Kardeşler kavga etmemelidir.

Our friendship is greater than our quarrels. - Dostluğumuz kavgalarımızdan büyük.

kavga
fight

You need to stop provoking fights with Tom. - Tom'u kışkırtan kavgaları durdurmalısın.

Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice. - Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.

kavga
{i} row

Everybody row in concert! - Konserde herkes kavgaya karıştı!

Watch out for rowdy or drunk customers. - Kavgacı ya da sarhoş müşterilere dikkat edin.

kavga
melee
kavga
fracas
kavga
(Argo) blue
kavga
argument

I agree with you, so there's no need to be so argumentative. - Sana katılıyorum, o yüzden bu kadar kavgacı olmaya gerek yok.

The argument ended in a fight. - Tartışma kavga ile sona erdi.

kavga
set-to
kavga
donny
kavga
faction
kavga
(Kanun) dissention
kavga
battle

I really don't want a battle. - Gerçekten bir kavga istemiyorum.

kavga
kick up
kavga
feud
kavga
dispute
kavga
bust up
kavga
{i} wrangling
kavga
scrimmage
kavga
brawl

Tom was involved in a street brawl. - Tom bir sokak kavgasına bulaştı.

Tom got involved in the brawl. - Tom bir kavgaya karıştı.

kavga
bust-up
kavga
fray
kavga
war
kavga
bother
kavga
altercation

Sami was involved in the altercation. - Sami kavgaya karıştı.

The chief of police told reporters that both a member of the public and a police officer had been injured in last night's altercation. - Polis şefi muhabirlere verdiği demeçte, dün gece çıkan kavgada hem bir vatandaş hem de bir polis memuru yaralandığını söyledi.

kavga
dissension
kavga
punch-up
kavga
hassle
kavga
conflict
kavga
quarreled

Tom quarreled with Mary. - Tom, Mary'yle kavga etti.

He quarreled with his own self. - O kendi kendine kavga etti.

kavga
setto
kavga
tilt
kavga
set to
kavga
miff
kavga
shooting match
kavga
odds

Those two departments are sometimes at odds with each other. - Bu iki bölüm bazen birbiriyle kavgalıdır.

kavga
strife
kavga
wrangle
kavga
scrap

Wow, you're really in a bad mood. Don't get scrappy. - Vay, gerçekten berbat bir ruh halindesin. Kavgacı olma.

kavga
jar
kavga
broil
kavga
fight, quarrel, brawl, dissension, strife, affray, altercation, tussle; (evli çift) bust-up; struggle, battle
kavga
brawling
kavga
unpleasantness
kavga
affray
kavga
scuffle
kavga
contention
kavga
punch up
kavga
rumpus
kavga
jangle
kavga
quarrel, row; brawl, fight
kavga
kickup
kavga
discord
kavga
muss
kavga
tussle
kavga
roughhouse
kavga
breach
kavga
dustup
kavga
velitation
kavga
bobbery
kavga
{i} blowup
kavga
embroil
kavga
rhubarb
Turkish - Turkish
Adolf Hitler'in 1925'te yayınlanan, otobiyografik kitabı
Kavga
(Osmanlı Dönemi) TALAC
Kavga
(Osmanlı Dönemi) ŞERR
kavga
Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele
kavga
Düşmanca davranış veya sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa
kavga
Savaş
kavga
Düşmanca davranış veya sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa: "Kavga olmadan evden fırlasak ne iyi olacak."- H. E. Adıvar
kavgam
Favorites