Definition of katlanmak in Turkish English dictionary
- put up with
I shouldn't have to put up with this noise.
- Bu gürültüye katlanmak zorunda olmamalıyım.
The way I see it, if you want the rainbow, you gotta put up with the rain.
- Anladığım kadarıyla gökkuşağı görmek istiyorsanız yağmura katlanmak zorundasınız.
- endure
It's hard to endure the boastings of the French.
- Fransız palavralarına katlanmak zordur.
To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
- Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- stand
- bear
The only thing we could do was to bear with it.
- Yapabileceğimiz tek şey ona katlanmaktı.
- abide
- tolerate
- take
- go through
Love is like the measles. We all have to go through it.
- Aşk kızamık gibidir. Hepimiz ona katlanmak zorundayız.
- undergo
- to fold, to bend; to put up with, to bear, to stand, to endure, to tolerate, to abide
- take it
- accept
- lump it
- last out
- face
- lump
- digest
- brook
- stick out
- crease
- do with
- stomach
- double
- stick it
- sit down under
- grin and bear it
- stick
- face up to
- to bear, tolerate, endure
- {f} suffer
- bend
- hang on
- medicine
- collapse
- dree
- walk over
- bear with
The only thing we could do was to bear with it.
- Yapabileceğimiz tek şey ona katlanmaktı.
- stand for
- abide by
- fold
- cope up
- stand the racket
- {f} sustain
- take one's medicine
- sweat out
- putupwith
- katlanma
- bearing
Bearing can be unbearable.
- Katlanma dayanılmaz olabilir.
- katlanmak işi
- to take the job
- katlanma
- {i} stand
I will not stand for this.
- Buna katlanmayacağım.
They will not stand for such treatment.
- Böylesine bir muameleye katlanmazlar.
- katlanma
- folding
- katlan
- borne
- sonucuna katlanmak
- to deal with the consequences
- fedakârlıka katlanmak
- to bear the consequences of sacrifices, make sacrifices (for the sake of something or someone)
- ikiye katlanmak
- jackknife
- katlanma
- endurance
- katlanma
- sufferance
- katlanma
- plication
- katlanma
- being folded; endurance
- katlanma
- being folded
- katlanma
- flexure
- katlanma
- (Anatomi) duplicatus
- onur kırıcı davranışa katlanmak
- run the gauntlet of smth
- sabırla katlanmak
- grin and bear it
- sonuçlara katlanmak
- (Hukuk) bear the full consequences
- zarara katlanmak
- bear a loss