Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

katibe

listen to the pronunciation of katibe
Turkish - English
kâtibe
woman secretary
obs. (female) secretary, clerk
(Kanun) secretary
kâtip
clerk

The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors. - Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.

The clerk admitted his mistake to me. - Katip bana hatasını itiraf etti.

kâtip
pencil pusher
kâtip
amanuensis
katip
paralegals
katip
clerks

That store employs eight clerks. - Bu dükkanda sekiz kâtip çalışır.

katip
(Kanun) attending court clerk
katip
(Ticaret) coding clerk
kâtip
scribe
kâtip
quill driver
kâtip
typist

The typist tried to erase the error. - Katip hatayı silmeye çalıştı.

She got a job as a typist. - O bir katip olarak işe girdi.

kâtip
(male) secretary, clerk
kâtip
secretary
kâtip
clerk, secretary
Turkish - Turkish
Kadın yazman, kadın sekreter
katip
Sekreter, yazman
katip
Sarayda veya herhangi bir devlet kurumunda çalışan ve görevi yazı işlerine bakmak olan kişi
katip
Sekreter, yazman: "Bir müddet sonra Talât Beyin hususi kalemine kâtip oldum."- F. R. Atay
kâtip
(Osmanlı Dönemi) yazan, yazıcı
English - Turkish
katibe