He declined to take part in the meeting because he did not feel he had anything to add.
They had cake and ice cream, but he did not take part.
Tom went to Boston to attend a conference.
- Tom konferansa katılmak için Boston'a gitti.
Why are you going to Japan? To attend a conference in Tokyo.
- Neden Japonya'ya gideceksin? Tokyo'da bir konferansa katılmak için.
I don't want to participate in the ceremony.
- Törene katılmak istemiyorum.
He wants to participate in the contest.
- O, yarışmaya katılmak istiyor.
Tom came over to join us at our table.
- Tom masamızda bize katılmak için uğradı.
Would you like to join our team?
- Bizim takıma katılmak ister misin?
I don't want to participate in the ceremony.
- Törene katılmak istemiyorum.
He wants to participate in the contest.
- O, yarışmaya katılmak istiyor.
I'm afraid I have to agree with Tom's analysis.
- Korkarım Tom'un analizlerine katılmak zorundayım.
Tom has agreed to attend.
- Tom katılmak için anlaştı.
Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.
- Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.
I want to get involved in politics.
- Siyasete katılmak istiyorum.
I want to get involved in politics.
- Siyasete katılmak istiyorum.
Tom and I are just getting ready to eat. Would you like to join us?
- Tom ve ben sadece yemek yemek için hazırlanıyoruz. Bize katılmak ister misin?
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
I wanted to take part in the party but I couldn't.
- Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
Please feel free to join in.
- Lütfen katılmak için çekinmeyin.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
If it's at all possible, I'd like you to take part in the next meeting.
- Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.
Masaru wants to join the English Club.
- Masaru İngiliz Kulübüne katılmak istiyor.
What club would you like to join?
- Hangi kulübe katılmak istersiniz?