Turkish - English
Definition of kasap in Turkish English dictionary
- butcher
The butcher who sold me this beef is always friendly.
-Bu eti bana satan kasap her zaman sevecendir.
Tom took a butcher knife out of the drawer.
-Tom çekmeceden bir kasap bıçağı çıkardı.
- (mezbaha) slaughterer
- sticker
- slang driver who is hard on cars (or trucks)
- killer
- butcher; butcher's shop
- {i} meatman
- sawbones
- butcher's
- butcher's shop
- kasap baltası
- (tokmaklı) poleax
- kasap bıçağı
- sticker
- kasap dükkânı
- butcher shop
- kasap havası
- 1. a folk dance. 2. the music of this dance
- kasap süngeri
- very nasty thing
- kasap süngeri ile silinmiş
- 1. half washed, dirtier than if not washed at all, disgusting, nasty. 2. shameless, unabashed
- kasap tezgâhı
- shambles
- kasap yağ/et derdinde, koyun can derdinde
- (Atasözü) Every person views things in the light of his own interest
- kasap çırağı
- butcher's helper
- kasap, yağı bol olunca gerisini yağlar
- (Atasözü) When there is excess it tends to be wasted
- ayvaz kasap hep bir hesap
- (Konuşma Dili) It makes no difference
- koyun can derdinde, kasap yağ derdinde
- (Atasözü) One man's loss is another man's gain
- sakatat alıp hayvan maması yapan kasap
- knacker
- suratı kasap süngeriyle silinmiş
- shameless, brazen
- toptan kasap işi
- meat packing
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kasap in Turkish Turkish dictionary
- Sığır, koyun gibi eti yenecek hayvanları kesen veya dükkânında perakende olarak satan kimse
- Kan dökücü, hunhar
- Bu alışverişin yapıldığı dükkân
- cezzar
- etçi
- (Osmanlı Dönemi) FA'FA'