Turkish - English
Definition of kasıtlılık in Turkish English dictionary
- wilfulness
- The state or condition of being wilful; stubbornness
- {n} obstinacy, perverseness, crossness
- {i} intention, malicious intent; obduracy, tenacity; determination
- the trait of being prone to disobedience and lack of discipline
- See Willful, Willfully, and Willfulness
- kasıt
- {i} intention
Yes, I did this intentionally.
-Evet, bunu kasıtlı yaptım.
His mistake was intentional.
-Onun hatası kasıtlıydı.
- kasıt
- malice
- kasıt
- {i} meaning
- kasıt
- (Pisikoloji, Ruhbilim) mens rea
- kasıt
- evil purpose
- kasıt
- purpose
Susan broke the dish on purpose to show her anger.
-Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.
I broke the vase on purpose.
-Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.
- kasıt
- thought
- kasıt
- intent
His mistake was intentional.
-Onun hatası kasıtlıydı.
I'm sure that wasn't intentional.
-Onun kasıtlı olmadığına eminim.
- kasıt
- intention, purpose; evil purpose
- kasıt
- premeditation
- kasıt
- deliberateness
- kasıt
- malice aforethought
- kasıt
- law criminal intention, intent to harm or do wrong
- kasıt
- malice prepense
- kasıt
- purpose, design, intention
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kasıtlılık in Turkish Turkish dictionary
- kasıt
- Öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet
- kasıt
- Amaç, istek, maksat
- kasıt
- Amaç, istek, maksat. Öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet
- kâsıt
- (Osmanlı Dönemi) kast eden, isteyen
Related Terms
kasıtlılık
Hyphenation
ka·sıt·lı·lıkResimler
Favorites