Playing cards is a pastime.
- Kartpostal oynamak bir hobidir.
I'll send you a post card from Boston.
- Sana Boston'dan bir kartpostal göndereceğim.
A friend of mine asked me to send her a postcard.
- Bir arkadaşım ona bir kartpostal göndermemi rica etti.
I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
- Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.