Turkish - Turkish
Definition of kari̇a in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Peygamberimiz'in (A.S.M.) düşman üzerine saldığı asker grubu
- (Osmanlı Dönemi) Belâ ve musibetten hıfz-ı İlâhiye dâir okunan dua ve âyetler
- (Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Ansızın gelen belâ. Kıyâmet
- (Osmanlı Dönemi) Pek şiddetli rüzgâr
- karia
- Kıyamet
- karia
- Anadolu'nun güneybatısının antik devirlerdeki adı
- karia
- Ansızın gelen bela, felaket
- KARİA SURESİ
- (Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim' in 101. Suresidir ve Mekkîdir
- Karia 1
- (Kuran) Gürültü koparacak olan
- Karia 10
- (Kuran) O çukurun ne olduğunu sen bilir misin?
- Karia 11
- (Kuran) O, kızgın bir ateştir. *
- Karia 2
- (Kuran) Nedir o gürültü koparacak olan?
- Karia 3
- (Kuran) O gürültü koparacak olanın ne olduğunu sen bilir misin?
- Karia 4
- (Kuran) O gün insanlar, ateş etrafında çırpınıp dökülen pervaneye dönecekler
- Karia 5
- (Kuran) Dağlar, atılmış renkli yüne benzeyecekler
- Karia 8
- (Kuran) Tartıları hafif gelenler ise
- Karia 9
- (Kuran) Onların yeri bir çukurdur