karar veren

listen to the pronunciation of karar veren
Turkish - English
enactor
{n} one who enacts, one who passes a law
{i} one that legislates, one that decrees
One who enacts
One who enacts a law; one who decrees or establishes as a law
karar ver
{f} decided

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

karar ver
adjudicate
karar ver
{f} deciding

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog. - Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.

karar ver
fix on
karar ver
decide

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

karar ver
{f} decree
karar ver
decide upon
karar ver
{f} verdict

The verdict is something only a jury can decide. - Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

karar ver
decide on

Let's decide on the places we'll visit. - Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.

Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks. - Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır.

karar ver
determine

We should determine what is to be done first. - Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

karar ver
{f} determined

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

düşünmeden karar veren kimse
rubber stamp
karar ver
decreed
kendi kendine karar veren
self determining
karar veren
Favorites