karar verememe

listen to the pronunciation of karar verememe
Turkish - English
(Avrupa Birliği) failure to act
karar ver
{f} decided

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

karar ver
adjudicate
karar ver
{f} deciding

Tom had trouble deciding what to do next. - Tom'un daha sonra ne yapacağına karar verme sorunu vardı.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

karar ver
fix on
karar ver
decide

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

karar ver
{f} decree
karar ver
decide upon
karar ver
{f} verdict

The verdict is something only a jury can decide. - Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

karar ver
decide on

Let's decide on the places we'll visit. - Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.

First, we decide on what needs to be decided, then we split into two teams. - Öncelikle karar verilmesi gerekenlere karar veririz sonra iki takıma ayrılırız.

karar ver
determine

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

karar ver
{f} determined

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

karar ver
decreed
karar verememe
Favorites