karar ver

listen to the pronunciation of karar ver
Turkish - English
{f} decided

She decided to quit her job. - İşinden ayrılmaya karar verdi.

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

adjudicate
{f} deciding

Please take your time before deciding what to do. - Lütfen ne yapacağınıza karar vermeden önce zaman ayırın.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

fix on
decide

She decided to quit her job. - İşinden ayrılmaya karar verdi.

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

{f} decree
decide upon
{f} verdict

The verdict is something only a jury can decide. - Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

decide on

Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks. - Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır.

In the first place we have to decide on the name. - İlk olarak isim üzerinde karar vermek zorundayız.

determine

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

We should determine what is to be done first. - Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.

{f} determined

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

decreed
karar ver, tespit et, teslim et ve değerlendir
(Askeri) decide, detect, deliver, and assess
gözetle, belirle, karar ver ve işlet
(Askeri) observe, orient, decide, act
karar ver
Favorites