We should determine what is to be done first.
- Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
Tom had trouble deciding what to do next.
- Tom'un daha sonra ne yapacağına karar verme sorunu vardı.
Tom is having a hard time deciding what to wear to the party.
- Tom partide ne giyeceğine karar vermede zorlanıyor.
There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.
- Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
Tom needed to decide whether he would continue working in Boston.
- Tom Boston'da çalışmaya devam edip etmeyeceği konusunda karar vermeliydi.