I live in Montenegro.
- Karadağ'da yaşıyorum.
Since 2006 Montenegro is an independent state again.
- 2006'dan beri Karadağ tekrar bağımsız bir devlet.
Land and water make up the earth's surface.
- Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.
The African elephant is the largest land mammal on earth.
- Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.
Tim is the black sheep of the Jones' family.
- Tim, Jones'un ailesinin yüz karası.
I'm the black sheep of the family.
- Ben ailenin yüz karasıyım.
Land and water make up the earth's surface.
- Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.
The elephant is the largest land animal.
- Fil en büyük kara hayvanıdır.
Bats usually fly in the dark.
- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
She is very afraid of the dark.
- O, karanlıktan çok korkar.
The government decided to ban the book on grounds of indecency.
- Hükümet ahlaksızlık gerekçesiyle kitabı yasaklamaya kararı verdi.
Do you want fresh ground pepper on your salad?
- Salatanda taze çekilmiş karabiber istiyor musun?
Don't be so gloomy about the future.
- Gelecek hakkında bu kadar karamsar olma.
The gloomy house was like a ghost.
- Karanlık ev bir hayalet gibiydi.
I don't think it makes him a bad person just because he's decided he likes to eat horse meat.
- Sadece at eti yemeği sevdiğine karar verdiğinden dolayı bunun onu kötü bir kişi yapacağını sanmıyorum.
I don’t believe that black cats cause bad luck.
- Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.
We took a ferry from the island to the mainland.
- Adadan ana karaya bir feribota bindik.
The economic situation is very bleak.
- Ekonomik durum çok iç karartıcı.
The sky looks ominous. I wonder if it will rain.
- Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.