kara

listen to the pronunciation of kara
Turkish - English
earth

Just like the Earth, half of the Moon is lit by the Sun while the other half is in darkness. - Tam Dünya gibi, Diğer yarısı karanlıkken Ayın yarısı güneş tarafından ayınlatılır.

Land and water make up the earth's surface. - Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.

land

Elephants are the world's largest land animals. - Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

The elephant is the largest land animal. - Fil en büyük kara hayvanıdır.

black

Tim is the black sheep of the Jones' family. - Tim, Jones'un ailesinin yüz karası.

Do you like black cats? - Kara kedileri sever misin?

dark

Bats usually fly in the dark. - Yarasalar genelde karanlıkta uçar.

She is very afraid of the dark. - O, karanlıktan çok korkar.

gloomy

It's a very gloomy day. - Çok iç karartıcı bir gün.

The sky is gloomy and gray - a typical rainy-season sky. - Gökyüzü karanlık ve gri - Tipik bir yağışlı mevsim havası.

stain
bad

I don't think it makes him a bad person just because he's decided he likes to eat horse meat. - Sadece at eti yemeği sevdiğine karar verdiğinden dolayı bunun onu kötü bir kişi yapacağını sanmıyorum.

José showed himself to be a person of bad character. - Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

mainland

We took a ferry from the island to the mainland. - Adadan ana karaya bir feribota bindik.

ivory-black
bleak

The economic situation is very bleak. - Ekonomik durum çok iç karartıcı.

terrestrial
territory
tenebrous
terra-firma
shame
service
dishonour
ominous

The sky looks ominous. I wonder if it will rain. - Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.

land, shore; territorial, terrestrial
overland
ground

Do you want fresh ground pepper on your salad? - Salatanda taze çekilmiş karabiber istiyor musun?

Glorify the ocean, but stay on the ground. - Okyanusu öv ama karada kal.

nigr
sooty
dark-complexioned, swarthy
terra firma
shore
phot. negative
territorial
smut
ivory black
bad; unlucky
sable
rayless
blot
pitchy
terrafirma
kara tahta
board
kara propoganda
Insidious propganda, covert propagana, black propaganda
kara cahil
twat
kara cahil
crassly ignorant
kara cahil
grossly ignorant
kara gün
(deyim) a rainy day
kara ile çevrili liman
basin
kara mizah
black comedy
kara yolu
(Askeri) road

The picnic area is easily accessible by road. - Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.

I thought Tom would go on a road trip. - Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.

kara mantarla siyahlaştırmak
cork
kara bakal
(Hayvan Bilim, Zooloji) blackbird
kara barut
(Askeri) gunpowder
kara barut
(Askeri) gun powder
kara barut
(Kimya) black-powder
kara biber
(Botanik, Bitkibilim) fructus piperis nigri
kara buhur
(Botanik, Bitkibilim) styrax
kara buhur
(Botanik, Bitkibilim) styrax officinalis
kara cisim
(Aydınlatma) blackbody
kara cisim
(Aydınlatma) planckian radiator
kara ekmek
(Gıda) brown bread
kara gün
(deyim) rainy day

Save up something for a rainy day. - Ak akçe kara gün içindir.

You must provide for a rainy day. - Ak akçe kara gün içindir.

kara karga
raven
kara kutu
flight data recorder
kara kutu
digital flight data
kara kuş
(Hayvan Bilim, Zooloji) gypaetus barbatus
kara kıta
the dark continent
kara leke
(Tarım) venturia inaequalis
kara liste
stop list
kara madde
(Gıda) black body
kara mili
(Askeri,Ticaret) statute mile
kara mili
statue mile
kara para
(deyim) filthy lucre
kara pazı
orache
kara sumru
black tern
kara tahta
(Eğitim) chalkboard
kara talih
misfortune
kara tavuk
blackbird
kara yatı
(Askeri) land yacht
kara yeli
land breeze
kara çalma
aspersion
kara çalma
slandering
kara çalma
calumny
kara çalma
defamation
kara çalma
scandal
kara ölüm
(Tıp) black death
kara ördek
common scoter
kara üzüm
(Gıda) black grape
kara üzüm
(Gıda) black grapes
Kara haber tez duyulur
(Atasözü) Ill (bad) news travels apace (fast)
kara borsa
black market
kara borsacı
black duck
kara davar
black sheep
kara harp okulu
Military Academy
kara kabak
black pumpkin
kara kaplı
black covered

benim kara kaplı bi defterim vardı.

kara kara
brooding
kara kara düşünmek
Brood
kara koca
black husbands
kara kovan
land shells
kara kuvvetleri komutanlığı
Land forces commander
kara parçası
A piece of land
kara pazar
black market
kara su
territorial waters
kara tren
road train
kara ulaşımı
land transport
kara ulaşımı
overland route

kara ulaşımını tercih ederseniz yolculuğunuz zaman alır.

kara yosunu
black moss
kara yılan
black snake
kara çarşaf
Chador
kara kara düşünen
broody
kara kara düşünen kimse
brooder
kara kara düşünme
pensiveness
kara kara düşünmek
to brood (on/over sth)
kara kara düşünmek
to brood
Kazan kazana dibin kara seninki benden kara demiş
(Atasözü) - A faulty person should not criticize the other.- A pot (should not) call the kettle black
kara kalem
charcoal
kara delik
black hole

Black holes are very dense. - Kara delikler çok yoğundur.

There's a black hole at the center of our galaxy. - Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

kara kuvvetleri
land forces
Kara Lahana
collard
Kara kuvvetleri
(Askeri) Ground forces; army

Dictionary already has "Hava kuvvetleri" and "Deniz Kuvvetleri". This is even more common in newspapers.

Kara lahana
(Botanik, Bitkibilim) collards
Kara lahana
(Botanik, Bitkibilim) collard greens
Kara lahana
(Botanik, Bitkibilim) boekale
Kara mizah
dark humor
Kara mizah
dark comedy
kara mizah
black humour
kara mizah
gallows humour
karalar
mourning
Kara Kuvvetleri
(Askeri) Army forces
Tencere dibin kara seninki benden kara
The pot calling the kettle black
aralarından kara kedi geçmek/larına kara kedi girmek
to be cross with each other
kara kuvvetleri
ground forces
kara mizah
gallows humor
kara mizah
black humor
karalar
sables
tencere dibin/götün kara, seninki benden kara
(Konuşma Dili) The pot's calling the kettle black
English - English
A female given name, a variant of Cara
The bangle worn by Sikhs, to remind the wearer to do God's work, and one of the five Ks
a variant of Cara
Iron Bracelet
empty of China
Empty
Kara
  Iron bracelet, one of the five kakaars that every member of the Khalsa must wear It is a symbol of restraint and remembrance of God
"China"
Steel bracelet, one of the five physical symbols that a Khalsa Sikh must wear It is a symbol of restraint and rememberance of God
(suffix) -working; -producing; -energetic (k127)
S steel bangle worn on the right wrist by Sikhs
Kara Sea
A part of the Arctic Ocean in north Russia. It is separated from the Barents Sea to the west by the Kara Strait and Novaya Zemlya, and the Laptev Sea to the east by the Severnaya Zemlya
Turkish - Turkish
siyah karşıtı beyaz yani ak
(Osmanlı Dönemi) Su ile karışmış süt
(Osmanlı Dönemi) (C.: Ekrây-Karvât) Bahçe ve bostan içindeki su arkı
Bu renkte olan
Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak
Bu renkte olan: "Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım."- B. S. Erdoğan
Kötü, uğursuz, sıkıntılı
Esmer
Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak: "Havamız da, karamız da, denizlerimiz de kirli olduğuna göre..."- H. Taner
Yüz kızartıcı durum, leke
Okul önlügü
En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
Yüz kızartıcı durum, leke. İftira
Anarşizmin rengi
Çoğu kez tür belirtmeye yarar
Kötü, uğursuz, sıkıntılı: "Gazeteler hep kara haber verirler."- B. Felek
siyah
(Osmanlı Dönemi) HÜMME
toprak
kara cahil
Çok cahil
kara gün dostu
Sıkıntılı günlerde de dostluğunu sürdüren ve yardımcı olan kimse
kara mili
1609 m uzunluğundaki ölçü
kara lahana
(Botanik, Bitkibilim) Kara lahana (Brassica oleracea var. Acephala) Brassicaceae (turpgillerden), geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, kış sebzesi olarak yetiştirilen ve yaprakları köyü yeşil olan bir lahana çeşididir
tencere dibin kara seninki benden kara
(Atasözü) The pot´s calling the kettle black
Kara lahana
pancar
Kara yolu
(Osmanlı Dönemi) ZAHR
kara kalem
Kömür kalemiyle yapılan (resim)
kara kalem
Resim yapmada kullanılan kömür kalem
kara kuvvetleri
Bir ülkeyi karadan gelecek saldırı ve tehlikeye karşı korumak amacı ile kurulan askerî teşkilât
kara kuvvetleri
Silâhlı kuvvetler içinde yer alan kara ordularının tümü
kara mizah
Yalnız güldürmeyi değil, daha çok düşündürmeyi ve yergiyi amaçlayan mizah
kara sevda
Umutsuz ve güçlü aşk
kara sevda
Kişinin belirli bir sebep olmadan çöküntü durumuna girip çevreden gelen uyaranlara kapanması, güçlü suç ve günah duyguları içine düşmesi durumu, malihülya, melankoli
kara yolu
Yerleşim merkezlerini karadan birbirine bağlayan yol
English - Turkish

Definition of kara in English Turkish dictionary

kara hudut kapısı
1. frontier crossing2. border crossing
kara harekatı
(Askeri) ground incursion
kara
Favorites