karşılamamak

listen to the pronunciation of karşılamamak
Turkish - English
(neg. form of karşılamak ) not to obviate
{f} obviate
karşıla
meet

Do not forget to meet me at the station. - Beni istasyonda karşılamayı unutma.

I'll meet you at the usual time. - Her zamanki saatte seni karşılayacağım.

karşıla
countervail
karşıla
{f} countervailing
karşıla
{f} welcoming

Where's the welcoming committee? - Karşılama komitesi nerede?

Please help me in welcoming Tom. - Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.

hoş karşılamamak
go ill with smb
karşıla
afford

That was all I could afford. - Bütün karşılayabildiğim buydu.

Sami can't afford this. - Sami bunu karşılayamaz.

karşıla
defray

The government was compelled to defray the costs of the war. - Hükümet savaş maliyetleri karşılamak zorunda kaldı.

karşıla
counter
karşılamama
(Ticaret) short fall
karşılamamak
Favorites